yazi
Başımdan geçen çok üzücü ve bir okadarda düşündüren bir olay...
Özel bir sebepten dolayı 20.06.2014 de bir buçuk günlüğüne çok sevdiğim, gezmeye doyamadığım memleketim İstanbula geldim. Eeee Huzurlu memleketim Sinop kadar olmasada tabi İstanbula gelmişken Kadıköy den eminönüne vapurla geçerken, martılara simit atmamak, Topkapı sarıyını gezmemek, eminönünde balık ekmek, sultan ahmetde köfte, ortaköyde kumpir, 4. Leventde tantuni, üsküdarda ayvalık tostu, kavacıkğın döner ve şirin wafflesini yememek olurmu hiç ? Olmaz tabi.
Sağolsun yeğenim Esra Aksu, beni kırmadı ve davetime icab edip geldi. Cumartesi günü Kartaldan 22 dakikada metro ile Kadıköye gittik... Yıllar önce hayal bile edilemezdi ordan vapur ile Eminönüne ve Topkapı Sarayına gittik. Güzelce gezdikten sonra, akşam üstü Eminönünden vapur ile Üsküdara geçtik, niyetimiz bu yorgunluğun üstüne kavacık'ın o meşhur dönerini tatmaya gitmek. Bilet alıp otobüse bindik, ve malum İstanbulun yoğun olması nedeniyle ayakta kaldık. Ben zaten İstanbul da hiçbir toplu taşıma aracında gördüğüm saygı ve terbiye eğitiminden mütevellit, 5 dakikadan fazla oturduğumu hatırlamam, çünki benden sonra araca teşrif eden yaşca büyük amcalara ve benden yaşca küçük olmalarına rağmen bayanlara yerimi taktim etme ve birazcık da olsa gençlere örnek olma mutluluğunu yaşıyordum. Bir insan oturduğu yeri vermek ile mutlu olurmu hiç ? İster deli deyin ister saf, ama örf ve adetlerimizde çok önemli bir yeri vardır bu davranışın. Yanımızdaki koltukda iki gencin, Esrayı ve iki adım arkamızdaki orta yaşlı bayanları görmezden gelip kaygısızca ve umursamazcasına oturmaya devam etmeleri beni oldukca düşündürdü.
15 dk sonra önlerindeki koltuk boşalınca Esra oraya oturdu, ve beş dakika sonra otobüse çocuğu ve eşi ile birlikte orta yaşlı bayan bindi. Ve beni düşündüren gençler hala oturuyorlar... Ama asıl garip olan ne biliyormusunuz ? Diğer yolcuların bu durumdan hiç rahatsız olmayıp kabullenerek göz yummaları ve müdahele etmemeleriydi. Fazla dayanamadım ve Esraya yüksel sesle Esra !?, Türkiye'yi düzeliyor diyorlar, ama düzelmenin aksine kötüleşme görüyorum dememe karşılık, ne oldu abi, neden? Diye sorusunaeskiden otobüse bir bayan geldiğinde, kalkar yer verirdik, nolmuş Türkiyeye böyle? Diye cevap verdim, hani dalgın olabilirler hatırlatim belki yer verirler diye umut etmiştim. Gençlerde olumlu veya olumsuz hiçbir tepki yok. Gencin omuzuna dokunup Türkçe biliyormusun sen ? Diye sordum, ve aldığım cevap evet ama kalkmicam olunca yüksek sesle terbiyesiz! Diye bağırdım. Tabi bu bana yetmedi, kafamda kurduğum senaryoları, şöylemi yapsam böylemi yapsam diye teker teker hayali uygularken, dilimden sessiz ama duyulacak şekilde ya sabır sözcükleri sızıyordu. Üçüncü senaryoda kalktılar ve bir sonraki durakta otobüsten indiler, neler yapmak isterdim neler ! Belkide böylesi daha iyi oldu. Ama şunu anladım, çok duymuştum okumakla adam olunmaz diye, bu gençlerden doktor, mühendis, hakim, savcı, kısaca herşey olur, ama adam kesinlikle olmaz... Olamaz... Ve utanmadan içimden geçeni sizinle paylaşmak istiyorum, onlar indikten sonra kendi kendime yazıklar olsun bu gençliğe, eğer Atatürk uğruna binlerce şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu güzel vatanımızın günün birinde böyle saygısız gençlere emanet edileceğini bilseydi, boşuna okadar şehit kanlarının dökülmesine izin vermezdi Bence insana saygısı olmayandan bırakın başkasına kendisine bile faydası olmaz !
Saygılarımla Bahattin Keskin